Net'in geniş bilgi Kaynağı - | Spor | Sağlık | Biyografi |

Arkeolojinin önemi

Etiketler : Arkeolojinin önemi nedir ? 

Arkeolojinin önemi



 

 

Arkeoloji, bir bilim dalıdır ve kazı yardımıyla tarih'e yardımcı olur. Özellikle, ülkemizde bir hayli gelişmiş olması gereken bu bilim dalı, hakettiği yerde bulunmamaktadır.

2 imparatorluğa başkentlik yapmış olan İstanbul ve sayısız medeniyetlere evsahipliği yapmış olan Anadolu, belki de başka ülkelerde olmayan bir "arkeoloji potansiyelini" barındırmaktadır. Ancak nedense biz toplum olarak, tarihin bu "en yakın dostuna" tarih boyunca pek ilgi duymamışızdır.

Osmanlı'ya baktığımızda Mısır, Yavuz Sultan Selim'in fethiyle hilafeliğinin Osmanlı'ya geçişi dışında hiçbir önem arz etmemeiştir. Oysa, orada, piramitlerin gizemi ve hiyeroglif yazısı gibi birçok bilinmeyen şeyi açıklığa kavuşturmak için çalışmalar yapılabilirdi.

Bugün Mısır hakkında bildiğimiz herşey Napolyon'un Mısır'a yaptığı sefer sonucunda bilinmektedir. Başta Fransızlar olmak üzere birçok batılı, ilgisini Mısır medeniyetini anlamaya ve hiyeroglif yazılarını bulmaya yöneltmiş ve bunda da başarılı olmuştur.

Ülkemiz sahip olduğu tarihsel kalıntılarla o kadar zengindir ki, kendilerinin arkeoloji sayesinde günışığına çıkarılmayı beklemeden, heyelanlar sonucu kendi kendilerine ortaya çıkmaktadır. İstanbul da, arkeoloji açısından başka bir şehrimizdir ve metro çalışmalarına sık sık bulunan tarihsel kalıntılar nedeniyle ara verilmektedir. Hatta metro çalışması sayesinde, Bizans'ın kayıp limanı bile bulunmuştur.

Tarihsel kalıntıları günışığına çıkarmadığımız gibi, gün ışığına çıkarılanlara bile değer vermiyoruz. Bu değer vermeme, Zeugma antik kenti ile başladı, bugün yapılacak olan barajla önemli bir bölümü sular altında kalacak olan Hasankeyf ile devam etmektedir. Kuşkusuz, yarın da yeni bir antik kent, bu listeye dahil olacaktır.

Bir de tabi, arkeloji çalışmaları sonucunda veya kaçak çalışmalar sonucu ortaya çıkarımış tarihi eserler (en son olarak Karun Hazinelerine ait altın broş) var ki bunların da kaderi, antik kentlerden veya diğer tarihsel kalıntılardan farklı değildir. Ülkemizde bulunan ve yurtdışındaki müzelerde boy gösteren tarihi eserlerimiz çoktur ve en üzücüsü de bunlardan bazılarının uzun uğraşlar sonucu geri almamıza rağmen, bu eserlerin yurtdışına çıkarılmasına engel olamamamızdır.

Aslında Türkiye, arkeoloji sayesinde çıkarılmış ve çıkarılacak olan tarihsel kalıntı ve eserler ile dünyanın en çok turist çekme potansiyeline sahip bir ülkedir. Çünkü sanmıyorum ki, başka ülkelerdeki arkeolojik zenginlik bizdeki kadar olsun.

Kuşkusuz, arkeolojiye önem verilmesi insanımızda bir anda gerçekleşecek birşey değildir, ancak ne zaman ki biz:

tarihsel eserlerin paha biçilemeyecek eserler olduğunu dolayısıyla satılmaması gereken hazineler olduğunu, başta antik kentler olmak üzere günışığına çıkmış ve çıkacak olan tarihsel kalıntılarda bir zamanlar insanların yaşadığını, insanların şimdi kalıntı haline gelmiş o eserler sayesinde birşeyler paylaştığını, ve herşeyden önemlsi kendimize duymuyorsak bile en azından o insanlara( Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, antik Yunanlar, Urartular, antik Romalılar vb...) "saygı" duymamız gerektiğini anlamadıkça; daha çok "altın broş"lar yurtdışına kaçırılır, daha çok "Hasankeyf"ler sular altında kalır.

← Arkeoloji adlı Anasayfaya dönmek için tıklayın

Bugün 2 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol