Net'in geniş bilgi Kaynağı - | Spor | Sağlık | Biyografi |

Arkeoloji Kazı Haberleri 2006

Etiketler : Arkeoloji Kazı Haberleri 2006 , 2006 Yapılan arkeoloji kazı haberleri



2006 YILI ARKEOLOJİ KAZI HABERLERİ

 

 

MALATYA ASLANTEPE


20.10.2006

Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden biri olarak bilinen ve açık hava müzesine dönüştürülmesi yolunda çalışmalar yapılan, Malatya'ya 5 kilometre mesafedeki Orduzu beldesi sınırlarında bulunan Arslantepe Höyüğü'nde bu yıl yapılan kazı çalışmasında daha eski katmanlara rastlandı.

Kazı Başkanı İtalya Roma La Spienza Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Marcella Frangıpane, 1 Eylül 2006 tarihinde başladıkları çalışmalar sırasında, Kolkolitik döneme ait katmanda kazı yaptıklarını belirterek, "Çalışmalar sırasında bir sürprizle karşılaştık. Bu bölümde tepe bitiyor. Burada bir teras bulduk, MÖ 3600-3700 dönemine ait. Çok büyük bir bina olduğunu sanıyoruz. Şimdilik binanın terasını bulduk. Burada birçok insanın yaşadığını tahmin ediyoruz" dedi.

Dünyanın en eski saraylarından olduğu belirtilen MÖ 3 bin 300 yılına ait sarayı daha önceki yıllarda bulduklarını hatırlatan Prof. Frangıpane, "Kazı yaptıkça, belki MÖ 4000-4200 dönemlerine ait de eserler bulabileceğiz" şeklinde konuştu.

26'sı İtalya Roma Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden toplam 60 kişinin çalıştığı kazı çalışmalarının bu yılki bölünün ekim ayının ortalarında tamamlanacağı kaydedildi. Arslantepe Höyüğü'nden çıkarılan tarihi eserleri, asılına uygun bir şekilde birbirleriyle birleştiren Restoratör Aysel Aktürk ise çıkan eserleri gerektiğinde uygun malzemeyle yapıştırdıklarını ve ortaya güzel eserler çıktığını söyledi.

İlk kazı çalışmaları 1930'lu yıllarda başlayan, 1962 yılından bu yana da her yılın belirli dönemlerinde, kesintisiz olarak İtalyan arkeologlarca kazıların sürdürüldüğü Arslantepe'de önceki yıl da, uluslararası arkeoloji çevrelerince büyük ilgi uyandıran ve halen Malatya Müzesi'nde sergilenen "Dünyanın En Eski Kılıcı" bulunmuştu. Bu eser, özel izinle Roma'da da sergilenmişti.

Halen 16 bin'e yakın eserin bulunduğu Malatya Müzesi'nde sergilenen eserlerin yaklaşık yüzde 70'lik bölümünü Arslantepe kazılarından çıkarılan eserler oluşturuyor
Malatya Haber

ISOS

04.10.2006 

Hitit, Pers, Doğu Roma, Selçuklular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan İsos'ta (Epifenya) Arkeolog Ömer Çelik başkanlığındaki 13 kişilik bir ekiple kazı çalışmalarına başlandı.Kazı Başkanı arkeolog Ömer Çelik, 20 gün sürecek kazıların daha çok mozaikleri kurtarmayı amaçladığını söyledi. Çelik yaptığı açıklamada: "Liman, kale, kemer, tapınak ve su depoları kalıntıları bulunan antik kentin büyük bölümü tahrip olmuş. Kervansaraylarıyla dönemin önemli bir ticaret merkezi olduğu bilinen İsos'un, MÖ 334 yılında Büyük İskender'in Pers Kralı 3.Darius'u yendiği savaş sonrasında büyük bölümü yıkılmış " Hatay'ın Erzin ilçesi'nde bulunan İsos'ta sütunlu cadde ile hamam içindeki taban mozaiklerini kurtarma çalışmaları yaptıklarını söyleyen Çelik, ";Dileğimiz, daha çok ödenek aktarılması ve çalışmaların daha yoğun yapılmasıdır. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan harabeler, tarihe ışık tutacak özelliklere sahip" dedi.
Türkiye Gazetesi 

HADRIANOPOLIS - KIMISTINE

09 Ekim 2006 
Karabük'ün Eskipazar ilçesindeki antik kent Hadrianopolis'te kazı çalışmaları sürüyor. Kazılarda at, fil, panter, geyik ve grifon gibi birçok varlığın tasvir edildiği eşsiz eserler ortaya çıkarıldı. 

Bu yıl Şubat ayından itibaren "Kimistine" adlı antik yerleşimde, daha önce keşfedilmemiş 2 Roma tapınağı ile geniş Roma mezar alan incelendi.


Antik kentte kendisinin başkanlığında başlatılan yüzey çalışmalarında 14 adet yapı saptandığını anlatan Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ergün Laflı, 17 Temmuz 2006'da başlatılan kazıda, daha önce yüzey araştırmalarında tespit edilen "Hamam A" adı verilen kent merkezindeki anıtsal yapıda çalışmalara devam edildiğini anlattı. 

Laflı, "Bu alanda 1 Eylül'e kadar sürdürülen kazılarda, hamamın 13 ana mekanı ortaya çıkarılmıştır. Kazılarda at, fil, panter, geyik ve grifon gibi birçok hayvanın tasvir edildiği eşsiz eserler ortaya çıkarıldı. Ayrıca kilise neflerinden birinde 12 farklı kuş figürü, farklı pozisyonlarda resmedilmişlerdir" diye konuştu.
Laflı, en az 5 yıl daha devam edecek kazılarda amacın, bölgenin eski çağdaki yerleşim düzenini anlamaya çalışmak, Roma dünyası ile olan bağlantısını ve antik çağ dünyasındaki yerini kavramak olduğunu kaydetti.

Grifon: Kartal başlı ve kanatlı, aslan gövdeli mitolojik yaratık.
NTV VE AJANSLAR

2006 YILI ÖDENEKLERİ
KİM NE KADAR ALDI

Ahlat Mezarlığı, 245 Milyar
Rhodiapolis, 225 Milyar
Nysa, 170 Milyar
Zeugma, 145 Milyar

100 Milyar alanlar

Alanya Kalesi
Ortaköy
Alacahöyük
Laodikeia
Küllüoba
Bayraklı
Klazomenai
Klaros
Fokaia
Kültepe
Aigai
Stratonikeia
Knidos
Kaunos
Eski Knidos
Lagina
Harran
Kzykos
Ephesos (Liman ve Kuretler Caddesi için)


25-80 Milyar alanlar
Diğer 52 kazı 

58 Yüzey Araştırmasına
162 Milyar

Müze Kurtarma Kazılarına
803 Milyar

Müze ortak kazılarına
724 Milyar

Temizlik Çalışmalarına
195 Milyar

Kazılara İşçi Ödeneği olarak
609 Milyar

Kurtarma Kazılarına
3 Trilyon

ALLIANOI

17 Eylül 2006
Bu yılki Allianoi kazıları 25 Eylülde son buluyor. Bu hafta bir Hermes başı bulunması kazı ekibini sevindirdi.
Cumhuriyet

PERGE

13 Eylül 2006
Kazı çalışmalarının devam ettiği PERGE Antik Kentinde, mimari yapılar ve iskeletler üzerinde incelemeler yapıldı.
Kazı başkanı Haluk Abbasoğlu, "İskeletlerde kırıklara rastlanmması, onların savaşmadan rahatbir yaşam sürdrdükleri gösterir. Ölüm nedenleri, anemi, kanser ve eklem hastalıkları olmuş. Mimari yapıları incelediğimizde, Roma İmp. Çağında çok para kazanıp, rahat yaşamışlar" dedi.
Cumhuriyet

AHLAT-HARABEŞEHİR KAZILARI

12 Eylül 2006
Tarihi Selçuklu mezarlığında ve Kaya Evlerinin bulunduğu HARABEŞEHİR'de kazı çalışmaları başkanı Gazi Üni. den Doç. Nakış Karamağaralı, "mağaraların birinin girişinde ve Buğatayaka Kümbetinin içinde, ortasında lotus olan iki tavus kuşu figürüne rastladık. Buğatayaka'nın Budist inancına sahip bir Moğol hükümdarı olduğunu biliyoruz. Bunları, Ahlat'taki diğer Moğol tesirleriyle birleştirince, Mağara Tapınağın, budist inancına ait bir mekan olduğunu düşünüyorum." diye bilgi verdi.

Tavuskuşu, Budizm, Hıritiyanlık ve Müslümanlıkta cennet ve sonsuzluğun sembolü.
AA., Cumhuriyet

ALACAHÖYÜK

Eylül 2006

Antik baraj 32 asır sonra hizmette 
ÇORUM (İHA) - Hitit uygarlığına başkentlik yapmış Çorum'un tarihi ören yeri Alacahöyük'teki 3240 yıllık Hitit Barajı kullanıma açıldı.


Alacahöyük'te yapılan kazı çalışmaları kapsamında 2002 yılında başlanan tarihi Hitit Barajı temizleme çalışmaları tamamlandı. Ankara Üniversitesi (AÜ) Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu başkanlığındaki arkeoloji grubu tarafından 1996 yılında Alacahöyük'te başlanan kazı çalışmaları kapsamında 2002 yılında barajla ilgili çalışmalara başlandı. Yüksel İnşaat'ın sponsorluğunda gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda tarihi barajın bulunduğu alandan 2.5 milyon metreküp balçık temizlenerek kullanıma açıldı.


Hitit Barajı'nın sulama amaçlı kullanılmasına başlanılması dolayısıyla Alacahöyük'te tanıtım programı düzenlendi. Törene, Alacahöyük Kazı Ekibi Başkanı ve AÜ Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, bölgede çalışma yürüten arkeologlar, AÜ Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, Çankaya Belediyesi ve İç Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı Muzaffer Eryılmaz, Alacahöyük kazı çalışmalarının sponsoru olan inşaat firması yöneticisi Emin Sazak ile diğer yetkililer katıldı.


Bölgede kazıların 1936 yılında Atatürk'ün emriyle başlatıldığını hatırlatan Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, "Alacahöyük'te daha önce bataklık bir halde olan Hitit Barajı'nın yapılan kazı çalışmalarıyla 2003 yılında işlevselliği tespit edildi. Barajla ilgili yürütülen kazıların halen devam ediyor" dedi.


Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, 2002 yılında barajda yapmaya başladıkları kazı çalışmalarına DSİ, Köy Hizmetleri, Çevre Bakanlığı, Çorum Valiliği ve Alacahöyük Belediye Başkanlığı'nın ekipman desteğiyle yaklaşık 2.5 milyon metreküp balçık taşımak suretiyle temizlendiğini ifade etti. Yapılan çalışmalar sonucunda barajın taş dolgu setinin 50 metrelik bölümünün 2002'de, geri kalan 80 metrelik kısmının ise 2003 kazı mevsiminde açıldığını, temizlendiğini, küçük ve basit aslına uygun onarımlarla açığa çıkartıldığını belirtti.


Baraj konusunda Hititler'e ait tabletlerden bilgi edindiklerini, söz konusu barajın Hitit Kralı 4. Tuthalia tarafından Tanrıça Hepat'a atfen yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Çınaroğlu, "Anadolu'da Milattan Önce (MÖ) 1200'lü yıllarda yaşanan kuraklık üzerine Hitit Kralı 4. Tuthalia, Mısır'dan buğday getirterek halkının açlık sıkıntısı çekmemesini sağladı. 4. Tudhalia, bunun üzerine MÖ 1240 yılında Orta Anadolu'da 11 ile 13 baraj inşa ettirdi. Bu barajlardan Alacahöyük'teki hariç hepsi işlevini yitirdi.


Alacahöyük'teki baraj ise kaynak suyu gövdesi içinden çıktığı için bu su günümüze kadar akmaya devam etmiştir" şeklinde konuştu.


Prof. Dr. Çınaroğlu, 2002 yılında Alacahöyük kazı ekibinin baraj gövdesini temizleyerek, taş dolgu setini arkeolojik kazı metotlarıyla açtığını belirtti.


BARAJDA ÇİMENTO YERİNE KİL KULLANILMIŞ
Prof. Dr. Çınaroğlu, barajın taş dolgu setinin bugünkü barajların yapım tekniğiyle aynı olduğuna işaret ederek, ancak Hititlerin barajın gövdesindeki kaya dolgusunda çimento yerine kil kullandıklarını kaydetti. Hititler döneminde barajın içme ve sulama suyu olarak kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Çınaroğlu, "Antik çağda, bu barajdan içme suyu olarak kullanılacak su, bir havuzda toplanmış. Havuzdan da filtrelerle temizlenip arıtıldıktan sonra, 2 kilometre uzaklıktaki kent merkezine götürülmüş. Barajın debisine göre yapılan su kanalları ise bizi oldukça şaşırttı" diye konuştu.


Prof. Dr. Çınaroğlu, barajdaki kazı çalışmalarının devam ettiğini belirterek, şu anda yaklaşık 15 bin metreküp suyun barajın içinde bulunduğunu, bu suyu bölge halkının tarım arazilerinde kullanmaya başladıklarına dikkat çekerek, "3240 yıl sonra ilk kez antik bir baraj asıl işlevini yürütmeye başladı. Bu baraj şimdi 2 bin 300 nüfuslu Alacahöyük Beldesi'ne sulama göleti olarak hizmet verecek. 15 metre genişlik ve 135 metre uzunluğa sahip barajın derinliğini ise kazı çalışmalarının tamamlanmasından sonra öğrenebileceğiz" ifadelerini kullandı.


Prof. Dr. Çınaroğlu, barajın gün yüzüne çıkartılması sırasında ise Tanrıça Hepat'ın kaidesini, bir stel parçası ve altından olan, yakut taşlarıyla süslenmiş bir kolye bulduklarını da kaydetti.


Hitit Barajı'ndaki programın ardından Alacahöyük'teki Hititlerin dinsel mabedinin önünde insanlığın ilk gitar kabartmasının bulunduğu alanda, ünlü gitarist Ahmet Kanneci ile Ekrem Öztan tarafından klarnet dinletisi sunuldu. Ahmet Kanneci, insanlığın ilk gitarının önünde müzik dinletisi sunmaktan büyük heyecan duyduğunu ifade ederek, "Keşke bu tarihi gitardan bestesi yapılmış bir müzik olsaydı. Onu da sizlerle paylaşsaydım" dedi.

Prof. Dr. Çınaroğlu, burada yaptığı konuşmada da Alacahöyük'te gitarın yanı sıra tulumun da sembolize edildiği müzik aletlerinin bulunduğu kabartmalar olduğunu kaydetti.

POMPEİOPOLİS

Kastomonu-Taşköprü'de bulunan Pompeiopolis Antik Kenti kazılarında, Geç Roma Dönemine ait VİLA bulundu.
Başkanlığını Doç Latife Summere'in yürüttüğü kazıları, Alman Münih Üni. ve Taşköprü belediyesi desteklyor.ç. Summerer, "Zımbıllı Tepesi'ndeki 6 km. kareleik bir alanı kapsayacak şekilde kazı çalışmaları yapmaktayız. Roma Villasının yanı sıra Roma Hamamı, antik köprüi tiyatro ve mabet gibi kalıntılara ulaşmayı umudediyoruz. Pompeiopolis, Romalıların sıfırdan kurduğu bir kent. Romalıların bir kenti kurarken neleri ön plana aldığını burada gözlemleyeceğiz. En az on yıllık bir kazı olacak" dedi.
Kazıda, Alman Münih, İsviçre Basel ve Zürih Üni. arkeologları görev alıyor.
Taşköprü Belediya Başkanı Hasan Altan "Hayalini kurduğumuz kazı çalışmaları başladı. Kendilerine elimizden gelen desteği vereceğiz" dedi.
Temmuz ayında başlayan, kazı Eylül sonuna kadar devam edecek.
Hayri Arslan Cumhuriyet

KNIDOS

sa550270.jpg

Knidos Kazıları 2006
Resimde görülen ağır işleri yapanlar işçi değil arkeoloji öğrencileridir. Kızlar kovalarla moloz çekerken, erkekler calaskarları kullanıyor.

16 Agustos 2006
Selçuk Üni. Arkeoloji Bl. Prof. Ramazan Özgan başkanlığında yürütülen Knidos kazıları bütün hızıyla sürüyor. Bu yıl Agora kazılarının yanı sıra, Agora Stoasının restorasyonuna ağırlık veriliyor. 
İşçi çalıştırılmayan Knidos kazıları, Öğrenci Kazısı olmasıyla öne çıkıyor. Kazı ve restorasyon işlerinde çalışan 26 öğrenci (ki ikisi dayanamayıp Knidos'u terketmiş) büyük deneyim kazandıklarını ifade ettiler. 
Yıllardır çok kötü koşullarda barınan öğrencilere, yeni yatakhane barakası yapımı ise devam ediyor.

ÇATALHÖYÜK

KIRMIZI BOYALI DUVAR
29 Agustos 2006
Konya nın Çumra ilçesi yakınındaki Neolitik dönem yerleşmesi Çatalhöyük de kazıların son günlerinde, kırmızı boyalı bir duvar bulununca çalışmalar 20 gün uzatıldı.
Batı tepesinde, Neolitik döneme ait güney alanda 4040 bölgesinde sıra dışı bir yapı bulundu. Yapıda (yapı 65), özenle yapılmış bir ocak, bölme izleri ve doğu platformda bulunan çok sayıda gömüt heyecan yarattı. Konya Müzeler Müdürü Erdoğan Erol, "Daha önce rastlanılmayan büyüklükte bir duvar ortaya çıkarıldı. Kerpiç duvar, su ve toprak karışımıyla elde edilen sıvayla 2 cm. kalınlığında bir sıvayla kaplanmış. Üzeri de kırmızı topraktan elde edildiğini sandığımız kırmızı bir boyayla boyanmış. Bu kült amaçlı veya ısı yalıtımı için olabilir. Buradaki duvarlar beyaz bir toprakla sıvanıyor ve resimler genellikle bu beyaz zemin üzerine yapılıyor" diye bilgi verdi.

TRALLEIS

"ÜÇ GÖZLER"E SPONSOR ARANIYOR

20 Agustos 2006
Tralleis kazıları 4 yıl aradan sonra yeniden başladı.
Kültür Bakanlığının 25 bin YTL lik ödeneğiyle başlayan kazılar, 75 bin YTL lik ek ödeneğin gelmesiyle Eylül sonuna kadar devam edecek.
Adnan Menderes Üni. Arkeoloji Bölüm Başkanı ve Tralleis kazı başkanı Prof. Abdullah Yaylalı, "ÜÇ GÖZLER" denilen Tralleis Gymnasionu Anıtsal Kapısının onarımı için Aydın lı iş adamlarına sponsorluk çağrısı yaptı.
Yeni Asır

BAYBURT KALESİ KAZILARI

18 Ağustos 2006
Bayburt kalesi Erzurum Müze Müdürlüğünce kazılıyor.
Arkeolog Gülşah Altunkaynak, "kale içindeki kazılarda çok sayıda bir kısmı mühürlü pipo, seramikler ve yaşam alanları bulduk. Kazılar sonucunda kalenin tarihi hakkında detaylı bilgilere ulaşacağız. Kazı çalışmaları ekim ayına kadar devam edecek. Surların üzerindeki restorasyon çalışmaları da devam ediyor" dedi. 
Bayburt Kalesinin MS. 58 de yapıldığı tahmin ediliyor. Roma, Bizans, Arap, Kommenos eğemenliğinde kaldı.
Dünya

AMİSOS - İKİZTEPE HÖYÜĞÜ

13.09.2006 
Samsun'da, 3 Ayrı Bölgede Arkeolojik Kazı Çalışmalarının Sürdürüldüğü Bildirildi.


Samsun Müze Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre, 32 yıldır devam eden Bafra İlçesi İkiztepe, Vezirköprü İlçesi Oyma Ağaç Köyü'nde yüzey taraması, merkez Karasamsun ve Baruthane mahallerinde sondaj kazı çalışmaları devam ediyor. Özellikle tarihi Amisos hazinlerinin bulunduğu Karasamsun ve Baruthane mahallelerinde çalışmalar ağırlık kazandı. 

Amisos'un, M.Ö. 2-3. yüzyıllar ve 7. yüzyılda Miletoslular tarafından bugünkü Samsun'un batısında yer alan "Karasamsun'' yöresinde kurulduğu biliniyor. Dönemin önemli liman kentlerinden birisi olan Amisos, Pers, Roma ve Pontuslular'ın egemenliği altına da girdi. (İhlas Haber Ajansı)


KÖŞK HÖYÜK

10 Ağustos 2006 
Bahçeli köşk höyük - M.Ö. 6030
Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Bahçeli beldesi yakınlarında bulunan Bahçeli Köşk Höyük'te, kazı çalışmaları sırasında 8 bin yıl öncesine ait kalıntılara ulaşıldı.

NİĞDE - Bahçeli Köşk Höyük arkeolojik kazı çalışmaları hakkında bilgi veren 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Özkan, kazı çalışmalarında 4 ayrı tabakaya ait yapıların ortaya çıkarıldığını belirtti. Kemikten ve taştan yapılmış küçük objelerin yanı sıra üzerinde kabartma bulunan seramiklerin de ortaya çıkarıldığını bildiren Doç. Dr. Süleyman Özkan, üzerinde çalışma yaptıkları 4 büyük tabakanın en eskisinin M.Ö. 6030 yıllarına ait olduğunu söyledi. Doç. Dr. Özkan, insanların 8 bin yıl önce yaşadıkları mekana ulaştıklarını, kazılarda yüzü sargılı 4 adet kafatası bulduklarını kaydetti.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Öztan'ın başkanlığında, 1995 yılından beri sürdürülen Bahçeli Köşk Höyük kazılarının bu yılki bölümü hızlı bir tempoyla devam ediyor. 
Kazı ekibine Bahçeli beldesinden 25 gencin de katkıda bulunduğu, 3 Temmuz'da 17 kişilik ekiple başlayan kazılar, 1 Eylül'e kadar sürecek. 

Bahçeli Köşk Höyüğü'nde ilk arkeolojik kazı, merhum Prof. Dr. Uğur Silistreli başkanlığında 1981-1990 yılları arasında yapılmıştı. 
İlk bölüm kazı çalışmalarından 5 yıl sonra görevi üstlenen Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Aliye Öztan başkanlığındaki bilimsel ekip, 1995 yılından bu yana kazı çalışmalarını sürdürüyor.
NTV-MSNBC VE AJANSLAR

KİNET HÖYÜK

7 Ağustos 2006
Bilkent üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Başkanı ve Kinet Höyük kazı başkanı Doç. Marie Henriette Gates, bu yılki kazılarda 60 buluntu ortaya çıkardıklarını, 5 bin yıl önce kurulan antik liman kenti Kinet'te artık bilinmeyenin kalmadığını belirtti.

Kinet Höyük, 1992 yılından beri kazılıyor. Bu güne kadar 1500'ün üzerinde erken ve geç Tunç Çağına ait çanak-çömlek, mühür, ağırşak, dokuma tezgahı gibi eserler gün yüzüne çıkarıldı. Halkın geçimini tarım ve çiftçilikten elde ettiği anlaşıldı.
Kinet Höyük, İssos Ovası üzerinde 3.3 hektar bir alana kuruluydu. İki antik limana sahipti.
AA. Hatay

KAUNOS

prof.cengiz_is_k_-9.jpg

Prof. Cengiz Işık - 2005(kazı başkanı)
Kaunos Liman Çeşmesi önünde bir mola.
Sağ arkada görülen Çeşme duvarının dış yüzeyinde Kaunos Gümrük Tarifesi yer almaktadır.

KAUNOS TUZLASI BULUNDU

2 Ağustos 2006
Kaunos kazılarının başladığı 38 yıldan bu yana aranan Kaunos Tuzlası (Salinae ), Dalyan Belediye Başkanı Suat Tufan tarafından bulundu.
Kazı Başkanı Prof. Cengiz Işık; "Tuzlanın İztuzu Gölünde bulunduğunu belirterek, tarihçi Pilinius, Kaunos tuzunun göz merhemi yapımında kullanıldığından bahsediyordu" dedi. 
Cumhuriyet

TEION


31 Temuz 2006

Zonguldak, Çaycuma ilçesi, Filyos Beldesindeki Teion antik kentinde kazılara başlayabilmek için 1300 dönüm arazi çöplerden ve otlardan temizleniyor. 
Temizlik çalışmaları bitince Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Sümer Atasoy başkanlığında ki 15 kişilik ekip kazılara bşlayacak.
Ereğli Müzesi Müdürü Ahmet Mertcan, antik kentte Tiyatro, Su Kemeri, Kale, Kilise gibi çok sayıda tarihi yapı bulunduğunu açıkladı. 
AA, Cumhuriyet

EPHESOS

EFES ANTİK TİYATROSU'NA RESTORASYON

25 Temmuz 2006

Avusturya Arkeoloji Enstitüsü EFES Kazıları Başkanlığı ile Selçuk Belediye Başkanlığı arasında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde Efes Antik Tiyatro restorasyonuna başlandı. 

Selçuk Belediye Başkanı CHP'li Vefa Ülgür, onarım projesinin maliyetini belediye olarak karşılayacaklarını anlattı: "Elimizi taşın altına sokuyoruz. 2006 yılı çalışma programı için ilk etapta 250 bin YTL katkıda bulunduk. İşçi, makine ve malzeme konusunda da her tür desteği vereceğiz. En büyük hedefimiz bu dünya harikasını sağlamlaştırmak ve insanlığın hizmetine sunmaktır." 

Kazı başkanı Prof. Dr. Krinzinger de, "Bu yılki çalışmalar antik tiyatronun güneyindeki ziyaretçi girişleri bölümü ve birinci diazoma (koridorlar) bölgelerinde yoğunlaşacak, üç ay sürecek" dedi.
Kazı başkanı Prof. Fritz Krinzinger, "111 yıldır Efes'te kazı yapan bir kurum olarak ilk kez böyle bir işbirliği yaşadıklarını" söyledi. " 20 yıldır Efes ve tiyatrosu için çaba sarf ediyorum. Bu destek için Belediyeye teşekkür ederim" dedi.

Dünya

PARION

PARION ANTİK KENTİNE DİNAMİT

24 Temmuz 2006

Çanakkale ili Biga ilçesi Kemer köyünde bulunan Parion antik kenti kazı başkanı, Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Cevat Başaran "kazı alanında ve antik kentin sınırındaki 4 mezarın, kış aylarında defineciler tarafından iş makineleriyle tahrip edildiğini, dinamitle parçalanmaya çalışıldığını, heykel ve seramik kapların çalındığını" belirterek, "Parion antik kentini 13 yıldır ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Karşılaştığımız manzara bizi çok üzdü. Köy halkının Parion kentini koruması gerekir" dedi.
Prof. Başaran " Kaya Mezarı" adı verilen mezarın içinde bulunduğunu tahmin ettikleri definenin de çalınmış olabileceğini öne sürdü.
AA, Hürriyet

PATARA

PATARA TİYATROSU KAZISI BAŞLADI

19 Temmuz 2006

2003 yılından beri Anadolu Üniversitesi tarafından yürütülen Patara Tiyatrosu kazısı başladı. 
Kazı başkanı Yrd. Doç. Sabri Alanyalı'nın verdiği bilgiler; kazının 4 Eylüle kadar sürecek.
2006 yılı kazıları, Tiyatro mimarisini tanımaya yönelik olacak.
" Tiyatronun sahne binasının iç kısmında yer alan mimari blokların belgelenmesinin ardından, vinç yardımıyla kaldırılmaya başlanacak. Likya taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan Tiyatro, diğer Roma Dönemi Anadolu tiyatrolarından ayrılmaktadır. Mimarisiyle Hellen özelliği gösteren tiyatro, tapınak oluşumuyla Roma etkileşimini yansıtmaktadır."

DASKYLEION

Daskyleion.jpg

14 Temmuz 2006 BANDIRMA

Daskyleion kenti gün ışığına çıkıyor
Dünyada en eski Zerdüşt tapınağının bulunduğu Balıkesir-Bandırma ilçesine bağlı Hisartepe'deki Daskyleion Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları başladı. 

- Ergili Hisartepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Tomris Bakır, Daskyleion'daki 18'inci kazı yılında arkeolog, restoratör, mimar, arkeojeofizik uzmanlarından oluşan 30 kişilik ekibin çalışacağını belirtti. 
Bakır, bu yılki kazıların, Pers dönemine ait saray, dini ve kamu yapılarının yer aldığı Hisartepe'nin en üst noktasına odaklanacağını ve Zerdüşt tapınağının bulunduğu alanın önemli ölçüde aydınlığa kavuşacağını ifade etti. Tomris Bakır, kazı çalışmalarının, Eylül ayı ortalarına kadar devam edeceğini sözlerine ekledi. 

DASKYLEION ANTİK KENTİ
Dünyada kazı çalışmaları yürütülen tek Pers satraplık (valilik) merkezi olan Daskyleion'da, M.Ö. 477 yılında Satrap Artabazos'un yaptırdığı saray ve dünyada en erken tarihli ve tek örnek olan Zerdüşt tapınağı yer alıyor. 
NTV-MSNBC VE AJANSLAR

RHODİAPOLİS

rhodiapolis-1.jpg

Rhodiapolis'te kazılar başladı

7 Temmuz, 2006 

Kazı çalışması yaklaşık iki ay sürecek 
Antalya'nın Kumluca ilçesinde bulunan Rhodiapolis antik kentinde kazı çalışmaları başladı. 

Kazı çalışmaları, Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik başkanlığında yürütülecek. 

Prof. Dr. Nevzat Çevik, bu yılki kazı çalışmasının yaklaşık iki ay süreceğini belirtti. 

Kazı süresince 50-60 kişilik bir ekibin görev yapacağını belirten Çevik, ''kazı çalışmalarımıza bölge halkının sahip çıkması ve desteklemesini istiyoruz. Çünkü yapılacak çalışma maliyetli ve özveri isteyen bir iş. Burası gün ışığına çıktığında bölgemiz adına büyük bir tarih ve turizm potansiyeli oluşturacağına inanıyorum'' dedi. 

Kazı öncesi konuşma yapan Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, Likya'nın en ünlü hayırseveri Opramoas'un yaşadığı kent Rhodiapolis'in gün yüzüne çıkarılmasının, hem Kumluca'ya hem de ülkeye büyük bir tarihi katkı sağlayacağını söyledi. 

Çetinkaya, ''kazılara halkımızın da destek vermesini istiyoruz'' dedi. 

Likya dili ile yazılan kitabe 

Şehir hakkında tek bilinen şey, en doğudaki Likya dili ile yazılı bir kitabenin Rhodiapolis'te bulunması. Bu yazıt, Likya hükümdarlık alanının sırrını tespit etmeye de yardım ediyor. 

Rhodiapolis, bugün tamamen orman içinde kalmış bir ören yeri olduğu için büyük ve belirli yapıların dışındaki kalıntıları teşhis etmek oldukça güç. Kalıntılar arasında büyük bir kısmı tahrip olmuş Bizans çağı yapıları çoğunlukta. Şehrin aşağı yukarı ortasına isabet eden yerde, bir Roma dönemi tiyatrosu bulunuyor. 

Duvarları tamamen kitabelerle dolu olan ve Opramoas'ın resmi ilişkilerinin sıralandığı 64 belgeden oluşan bir monumental yapı bu tiyatronun sahne binasının gerisinde yer alıyor. 

12 imparator mektubu, 10 proccurator mektubu ve 33'ü birlik toplantısına ait belgenin sıralandığı bu yazıtlı anıt, bugün harap durumunda.

POMPEIPOLIS

Kastamonu'nun Taşköprü İlçesi'nde, Pompeipolis Antik Kenti'ni ortaya çıkarma amaçlı kazı izninin Bakanlar Kurulu'ndan çıkmasının ardından, çalışmaların başlayacağı tarih de belirlendi.

Ağustos ayında başlatılacak kazı çalışmalarına başkanlık edecek olan Almanya Münih Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Latife Sümerer, Kastamonu'ya geldi. Sümerer, hemen Taşköprü'ye geçerek incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından bir açıklama yapan Sümerer, Kastamonu'nun ilçesi Taşköprü'deki bu antik kent için 12 yıllık bir kazı çalışması planladıklarını söyledi.
KASTAMONU (İHA) -

mylasa kazi alani.jpg

MYLASA Kazı Alanı

MYLASA

Mylasa kazısında birçok kalıntı

26 Mayıs, 2006 


Eserlerin birçoğu Roma İmparatorluğu sonrası dönemlere ait 
Mylasa kazı çalışmalarının olduğu alanda Milas'ın tarihine ışık tutacak birçok kalıntı bulundu.

Mylasa Kent İçi Kurtarma Kazısı Başkanı Yrd. Doç.Dr. Abuzer Kızıl, Milas'taki kazı çalışmalarına Esentepe bölgesindeki antik tiyatrodan başlamak istediklerini anlattı:

''Ancak 1993 yılında askerlik şubesi binasının temeli kazılırken Hayıtlı Mahallesi'nde ortaya çıkan Mylasa kenti ilgimizi çekti. Burada tarihi eser bulunmasından sonra, buranın daha önemli olduğuna karar verdik. 

Mylasa kazı çalışmalarımızın olduğu alanda Milas'ın tarihine ışık tutacak birçok kalıntı bulduk.'' 

Roma İmparatorluk döneminde mezarlık 

Kızıl, Mylsa kent İçi Kurtarma Kazısı'nın yapıldığı alanda bulunan kırık lahitin ise bölgenin Roma İmparatorluk döneminde mezarlık olarak kullanıldığını gösterdiğini açıkladı.

Yrd. Doç.Dr. Abuzer Kızıl, kazı alanında ortaya çıkan diğer eserlerin ise Roma İmparatorluğu sonrası dönemlere ait olduğunu anlattı:

''2004-2005 yılları arasında yapılan çalışmalar sonucunda Bizans dönemine ait el kantarı, bakır sikkeler bulundu. Roma dönemine ait olarak da sikkeler, kırık testi parçaları bulduk. 

Kazı çalışmalarında ayrıca Helenistik döneme ait üzerinde çift yüzlü balta (Labris), Trident, at motifleri bulunan bronz sikkeler, kabartma desenli kalıp
yapımı kaseler, parlak kırmızı sırlı doğu sigilataları bulundu. 

Ayrıca üzerinde Zeus'un kabartmalı yıldırım demeti bulunan küçük blok taş ile bir yüzünde labris, bir yüzünde tirident bulunan sunak, bulunan önemli eserler arasındaki yerini aldı.'' 

HASANKEYF

TARİHİ DOKU ORTAYA ÇIKARILACAK

19.05.2006
Batman'ın tarihi Hasankeyf İlçesi'nde kazı için temizlik çalışmaları aralıksız devam ederken, bu yılki kazıların Büyüksaray ve civarında yoğunlaşacağı belirtildi. 

Kazı ekibi Başkanı Prof. Dr. Abdusselam Uluçam, ön hazırlık için Hasankeyf'teki ekibin temizlik çalışmalarını sürdürdüğünü, kazı çalışmalarının ise 1 Haziran tarihinde start alacağını ve büyük bir hızla devam edeceğini vurguladı. Ilısu Barajı nedeniyle çalışma zamanlarının kısıtlılığının farkında olduklarını belirten Prof. Uluçam, "Hasankeyf'teki tarihi dokuyu ortaya çıkarmak için gereken her türlü çalışma yapılıyor. Büyüksaray ve çevresinde yoğunlaşacak bu yılki kazılar için GAP idaresinden 1 milyon 200 bin YTL ödenek ayrıldı. İlk etapta 300 bin YTL hesaba aktarıldı. İhtiyaç duyuldukça geri kalan para da hesaba aktarılacak. Kale başındaki mağaralar, Hasankeyf'te bulunan kazı ekibi personeli ve işçiler tarafından temizleniyor. Kale başında temizlenmesi öngörülen 110 mağaradan 50'si temizlendi, geri kalan mağaralar ise 1 Haziran tarihine kadar temizlenecek" diye konuştu. 

Tehdit aldığı yönündeki haberlerle ilgili olarak ise Prof. Dr. Uluçam, "Haberi okuyunca şaşırdım" diyerek, bugüne kadar hiçbir tehdit almadığını, hem yetkililer hem de halk tarafından kendisine büyük bir sevgi ve saygı gösterildiğini söyledi. Prof. Dr. Uluçam, tehdit aldığına yönelik haberin sansasyon amaçlı olduğunu savundu.
Batman Kent Haber,

askevi_reklam_.jpg

EFES, Aşkevi tabelası

EFES / EPHESOS

29.04.2006 

Efes-Artemis Arasında Kazılar 
Artemis Tapınağı ile Antik Efes kenti arasındaki yol ortaya çıktı. 


Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı ile Antik Efes kenti arasında bağlantıyı sağlayan yolun bir bölümü ortaya çıkartıldı. 
Yolun bir bölümü, Selçuk ile Kuşadası arasındaki yolun genişletme çalışmaları sırasında ortaya çıktı. Kazı çalışmaları sırasında bir adet kapaksız küçük lahit, 3 adet de yazıtlı ve diğer amaçlarla duvar örgüsü içersinde kullanılmış Osetek ele geçirildi. 

Kazılarda ayrıca bronz sikkeler, pişmiş toprak figürler, kap-kacak, kandil kulpları ve gözyaşı şişeleri bulundu. 

Buluntular Efes Müzesi'ne kaldırıldı. 

Bölgedeki kazılarda, yapıldığı dönemde kutsal sayılan yolun bir bölümü Avusturyalı arkeloglarca ortaya çıkartılmış, ayrıca 8 kül kabı ile kemik kutuları da bulunmuştu.


EFES / EPHESOS

Efes'te 2006 çalışmaları başladı

31 Mart, 2006 


Efes Müzesi koleksiyonlarında 50 bin eser bulunuyor 
İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alan Efes Antik Kenti'nde 110 yıldır kazı çalışmalarını sürdüren Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün 2006 yılı çalışmaları başladı. 

Bu yıl, Ödemiş ve Kuşadası arasındaki bölgede kültür varlıklarının yerleri belirlenecek ve detaylı olarak belgelenecek.

Efes Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Friedrich Krinzinger, bu yıl Selçuk Belediyesi ile işbirliği içinde yoğun bir şekilde çalışacaklarını söyledi.

20 ayrı yerde arazi faaliyetlerinin gerçekleştirileceğini belirten Krinzinger, ''bu yıl gerçekten çok yoğun bir çalışma dönemine girdik. Bu çalışmalar kapsamında Efes çevresi kültür envanteri ve yüzey araştırması yapılacak'' dedi.

Tetragonos Agora'daki bilimsel çalışmaların tamamlandığını ve kitap olarak yayına hazırlandığını da açıklayan Krinzinger, arkaik Artemisyon ile ilgili yayın hazırlıklarının da sürdüğünü belirtti.

Efes kazılarında sürdürülen diğer projenin de Ayasuluk olduğunu belirten Prof. Dr. Friedrich Krinzinger, proje kapsamında Selçuk'taki beylikler dönemine ait üç Türk hamamında kazı ve restorasyon çalışmalarının 2000 yılından bu yana yoğun olarak devam ettiğini söyledi.

Krinzinger, Efes'teki diğer yapılardan Aşk Evi, Vedius Gymnasium ve Devlet Agorası'ndaki Laecanius Çeşmesi'nin düzenleme çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. 

Prof. Dr.Friedrich Krinzinger, Bizans Sarayı'nın bilimsel çalışmalarının yanında Paulus Mağarası'ndaki duvar resminin restorasyonunun bu yıl da devam edeceğini açıkladı.

Efes Magnesia Kapısı'nda yürütülen faaliyetlere de değinen Krinzinger, kapı geçişinde sondajlar yapılacağını, Kuretler caddesinde geçtiğimiz ay başlatılan kazı ve sağlamlaştırılma çalışmalarının sürdürüleceğini anlattı. 

243 kişilik bilimsel heyet

Bu yıl Efes'te toplam 243 kişilik bilimsel heyetin gerçekleştireceği çalışmalarda, 80 kişi görev alacak. 

Antik dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan Efes, tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında önemli rol oynadı. 

İlk kuruluşu milattan önce 6 bin yıllarında Neolitik dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri'ne kadar uzandığı bilinen Antik Efes Kenti'nde son yıllarda yapılan kazılarda, çevresindeki höyükler ve kalenin bulunduğu Ayasuluk Tepesi'nde, Tunç çağları ve Hititlere ait yerleşimler saptandı. 

Liman kenti Efes, milattan önce 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşındı. Bugün gezilen Efes ise Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından milattan önce 300 yıllarında kuruldu. 

Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200 bin nüfusa sahip oldu. 

Bizans çağında tekrar yer değiştiren Efes, ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne yerleşti. 1330 yılında Türkler tarafından alınan ve Aydınoğulları'nın merkezi olan Ayasuluk, 1923 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra Selçuk adını aldı.

Antik kentteki ilk arkeolojik kazılar, British Museum adına J.T. Wood tarafından 1869 yılında başladı. Wood'un ünlü Artemis Tapınağı'nı bulmaya yönelik bu çalışmalarına, 1904 yılından sonra D.G. Hogarth devam etti. 

Bugün de çalışmalarını sürdüren Avusturyalıların Efes'teki kazıları, ilk olarak 1895 yılında Otto Benndorf tarafından başlatıldı. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları, 1954 yılından bu yana aralıksız sürüyor. 

Efes'te Avusturya Arkeoloji Enstitüsü'nün çalışmalarının yanı sıra 1954 yılından itibaren Efes Müzesi de Kültür ve Turizm Bakanlığı adına kazı, restorasyon ve düzenleme çalışmalarını sürdürüyor. 

Efes Müzesi koleksiyonlarında 50 bin eser bulunuyor. 
CNN_TURK

kayalipinar_tanrisi_sivas.jpg

Sivas'ta Bir Hitit Tanrısı 

Geçtiğimiz yıl Sivas'a bağlı Kayalıpınar'da bir Hitit Tanrısına ait kabartma keşfedildi. Hititlerin insan şeklinde düşündükleri Tanrı ve Tanrıçalarının giysi ve fizyonomileri çok az biliniyor. Kayalıpınar yontusu 1.2 metre yükseklikte ve yaklaşık bir ton ağırlığında. 

YAZI: ANDREAS MULLER-KARPE / VUSLAT MULLER- KARPE 

Hitit dönemi "Kayalıpınar Tanrısı" Anadolu'nun bilinen en önemli kabartmalarından biri. 3 bin 500 yıl öncesine ait kabartma vinç ile Sivas Müzesi'ne taşındı. 

Kızılırmak'ın Sivas yaylalarında kıvrıla kıvrıla aktığı, kavaklarla süslü, soyu tükenmeye yüz tutan kara leyleklerin, balıkçıl kuşların yaşadığı, neredeyse doğanın tüm güzelliklerini sunduğu bir yerdeyiz. Geçtiğimiz yıl bu tabiat harikasının keyfini çıkaran bir Hitit Tanrısına ait kabartma keşfedildi. Sivas'a bağlı Kayalıpınar'daki kabartma 3 bin 500 yıl öncesine ait.

Bin Tanrılı Halk olarak adlandırılan Hititler çiviyazılı metinlerde "Hatti Ülkesinin Bin Tanrısından bahseder. Özellikle başkent Boğazköy (Hattuşa) ve komşusu Alacahöyük"ten benzeri Tanrı betimleri bilinse de Hititlerin insan şeklinde düşündükleri Tanrı ve Tanrıçalarının giysi ve fizyonomileri çok az biliniyor. Kayalıpınar yontusu 1.2 metre yükseklikte ve yaklaşık bir ton ağırlığında. Blok bir taş üzerindeki kabartmada sağa yönelik, taht üzerinde oturan ve tümüyle profilden işlenmiş bir insan figürü görülüyor. Oturduğu sade tahtın ayakları alta doğru genişleyerek birer aslan pençesine dönüşüyor. Ayaklarına kadar uzanan kıyafet giyen figür bir elinde içki kâsesi, diğerinde ise sadece kuyruğu korunagelmiş bir kuş tutuyor. Dolgun yüzde ise özellikle iri burun ve açılmış gözler dikkat çekiyor. Başın sol kenarında bir küpe izi görülse de kabartmanın kadın ya da erkek figürü olduğunu söylemek güç. Nitekim Hitit erkeklerinin tek, kadınların ise çift küpe taktıkları biliniyor. Kabartmada görülen yuvarlak kenarlı başlık ise Hititlerde erkekler için tipik sayılıyor. Ayrıca sarkık yanaklar ve etli çene olgun yaşta birinin betimlendiğine işaret ediyor. Tanrı figürünün karşısında ise sadece ayakkabısının ucu korunagelen ve olasılıkla Tanrıya içki sunan ikinci bir figürün bulunduğu anlaşılıyor.

Hitit kaynaklarında çok sayıda Tanrının adından bahsedilse de Kayalıpınar Kabartması'nın kıyafeti, çehresi ve başlığı adı hakkında kesin bir ipuçu vermiyor. Ancak elinde tuttuğu içki kabı ve kuş New York Metropolitan Müzesi'nde bulunan Hitit dönemine ait geyik biçimli gümüş kaptan tanınıyor. Prof. Dr. Sedat Alp kabın üzerindeki hiyeroglif yazıttaki Tanrının isminin "Astapi" olduğu belirtiyor. Adı tartışmalı olmakla birlikte Astapi'nin bir Hurri Savaş Tanrısı olduğu kabul ediliyor. Alacahöyük'te bulunan ve yazıtından Hava Tanrısı olduğu anlaşılan benzeri bir kabartmada olduğu gibi içki kabı ve kuş sembollerinin başka Tanrı tasvirlerinde de sıkça kullanıldığı biliniyor. Kayalıpınar Kabartması'nın hiyeroglif yazıtının kırık olması Tanrının ismini kesin olarak söylememizi engelliyor.

Kabartmanın bulunduğu Kayalıpınar örenyerinde şimdiye kadar Hitit dönemine ait görkemli yapı kalıntıları da tespit edildi. En eskisi Erken Hitit devrine, İÖ 19-18. yüzyıla tarihleniyor. Bu dönemde Kayalıpınar'ın Assur ile yoğun ilişki içinde olduğu anlaşılıyor. Kayalıpınar'da bulunan, bu döneme ait bir tablette Assurlu tüccarların buradaki bir köle kızı alma girişimlerinden söz ediliyor. Bu döneme ait yerleşim İÖ 18-17. yüzyılda şiddetli bir yangın ile tahrip olmuştu. Buna rağmen yerleşme terk edilmemiş, kısa bir süre sonra İÖ 17-16. yüzyılda daha büyük ve görkemli bir şekilde yeniden inşa edilmişti. Açığa çıkarılan saray ya da tapınak olabilecek bir yapı kalıntısında çok sayıda tunç mızrak ve ok ucu bulunması ise bir kargaşanın yaşandığını düşündürüyordu. Kalıntılar arasında, özellikle törenlerdeki kutlama âdetlerinden ve kuş uçurma fallarından bahseden dini içerikli Hitit çiviyazılı tabletlere rastlandı. Sivas Valisi Dr. Hasan Canpolat'ın yardımlarıyla Sivas Müzesi'yle birlikte yapılan kazılara göre Assur Ticaret Kolonileri devrinde olasılıkla bir şehir devleti olan bu Hitit merkezinin bulunduğu Kayalıpınar'da Hitit yazılı kaynaklarında bahsedilen 3 bin kentten hangisinin olduğunu ileriki çalışmaların ortaya koyması bekleniyor.

Sayı 156 / Mart 2006 
http://www.kesfetmekicinbak.com/arkeoloji/01900/

Antik Tralles kazıları durdu

05.01.2006

1996 yılında Aydın İl Kültür Müdürlüğü, Aydın Belediyesi ve ADÜ işbirliği ile başlayan Tralles Antik kenti kazılarının yarım kalmasının ardından atıl durumda gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen antik kentin korumasız olması tepkilere neden oldu. 
1996 yılında başlayan Tralles kazıları 2001 yılına kadar katılımlı kazı olarak devam etmişti. 

Bakanlık 2001 yılından sonra Tralles kazısına çeşitli nedenlerden dolayı izin vermedi. Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve ADÜ'nün girişimleri sonucu Tralles kazısı, Bakanlar Kurulu tarafından "sürekli kazı" statüsüne alınarak, Aydın Müze Müdürlüğü Başkanlığı'nda ADÜ'ye devredilmesinin ardından kazılar 2002 yılında durdurulmuştu. 2002 yılına kadar devam eden Tralles Antik Kenti'nden askeri barınak, hamam ve sayısız eser ortaya çıkarıldı. 

Yaklaşık 7 yıl devam eden Tralles Antik Kenti kazısı, yetki karmaşası ve otorite boşluğu yüzünden 3 yıldır sürdürülemiyor. Tamamının çıkarılmasıyla Türkiye'nin en büyük antik kenti olacağı iddia edilen Tralles şu ana kadar sadece yüzde 15 meydana çıkarıldığı bildirildi. Kazı alanı girişine yaptırılan demir kapı ve nöbetçi kulübesinin boş olması dolayısıyla yetkililere sitem eden vatandaşlar, "Türkiye'nin en güzel medeniyet örneklerinden biri olan Tralles Antik Kenti'nin tamamının gün yüzüne çıkarılması konusunda gerekli ilgi ve alaka gösterilmiyor. 

Bırakın antik kentin hepsinin gün yüzüne çıkarılması için ilgi ve alakayı gün yüzünde olan yapıyı korumakta bile aciziz. Antik kentin girişine ziyaretçi saatleri konusunda ve gerekli uyarı tabelaları asılmış fakat bunları denetleyen bir kişi bil yok. Antik kenti tel örgülerle ve demir kapı koyarak korumak mümkün değil. Bu güne kadar dünyanın en güzel medeniyet örnekleri olan bir çok eserimiz koruma olmaması dolayısıyla başka ülkelerde sergileniyor. Tralles Antik Kenti'ndeki bir çok eserimizin yurtdışında sergilenmesini istemiyoruz" dedi.

2004 YILI ARKEOLOJİ KAZILARI

2 Aralık 2004 
Türkiye için kazıda bereketli bir yıl 
Türkiye'de bu yıl yapılan kazılarda bereketli bir yıl yaşandı. Yerli ve yabancı arkeologların çeşitli yerlerde yaptığı 292 kazıda bugüne kadar toplam 4 bin 123 eser çıkarıldı. 
Çıkarılan eserlerin 772'si müzelik, 3 bin 351'i etütlük eser niteliği taşıyor. Bu yıl Bakanlar Kurulu kararıyla 56 Türk, 37 yabancı kazı yapıldı. Ayrıca, 33 Bilim Heyetli Müze Kazısı, 50 Müze Kurtarma Kazısı, 21 Baraj Bölgeleri Kazısı, 5 BOTAŞ Kurtarma Kazısı, 52 Türk Yüzey Araştırması, 33 Yabancı Yüzey Araştırması, 5 Baraj Bölgeleri Yüzey Araştırması gerçekleştirildi. 



Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan Türk kazılarına 2 trilyon 18 milyar, müze ve müze kurtarma kazılarına 479 milyar, Türk yüzey araştırmalarına ise 45 milyar lira olmak üzere toplam 2 trilyon 542 milyar lira harcandı.
Bu yıl Türkiye'de Almanya 9, ABD 8, İtalya 6, Avusturya ve Fransa 3'er, İngiltere 2, Belçika ve Japonya ise 1'er kazı yaptı.

BARAJ BÖLGELERİ İLE BORU HATTI ÇALIŞMALARI
Bu yıl baraj bölgelerinde kazı yapmak üzere 28 başvuru geldi. Bunlardan 16'sı Türk, 2'si ABD, 2'si İtalya, 1'i Japonya olmak üzere 21 kazıya izin verildi.
Baraj bölgelerinde yüzey araştırması yapmak içinse 7 başvuru yapılırken bunlar arasında 3'ü Türk, 2'si ABD olmak üzere 5 proje kabul edildi.
Öte yandan Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi kapsamında, boru hattı güzergahı üzerinde karşılaşılabilecek kültür mirasının en kısa sürede tespiti ve kurtarılması amacıyla Kahramanmaraş'ın Kayranlı Gözü ve Taşoluk mevkiileri, Erzurum'un Aşkale ilçesindeki Mağaratepe, Sivas'ın Ziyaretsuyu mevkii ile Kürkçüyurt Köyü'nde kurtarma kazısı yapıldı.
Bu çalışmalardan Kahramanmaraş Kayranlı Gözü mevkiindeki kazılar sonucu açığa çıkan hamam kalıntıları nedeniyle, bu alanda Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararı ile güzergah değişikliği yapıldı.


<< Arkeoloji kazılara adlı Anasayfaya dönmek için 
tıklayın   

Bugün 2 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol